Denizden beşyüz altıyüz metre yükseklikte Karaoğlan Dağı tepesinde bir Tekke var. Karaoğlan Tekkesi. Orası çok yokuş, çok serin. Hatta yazın bile üşürsün, oranın her sene "mayası" olur. Aşağıdan ovalılar da gelirler ama çok az gelirler. Çok yokuş olduğu için gözü almaz gelsinler...
Söylentilere efsanelere göre Karaoğlan Tekkesi bir, bir de Yenice'de, ovada bir Tekke varmış. Yenice Tekkesi. Akbaba kalırmış orda. Bir Ortaköyünde yani Karaçanlarm altında bir Tekke varmış, adı Bozoğlan'mış. Şimdi Ortaköy köy bile dil. Yalnız bir mezarlık kalmış. Bunlar üç kardeşmişler. Birisi Yenice'de kasabada, birisi Ortaköy'de, birisi Karaoğlan'da evliyalık yaparmış.
Karaoğlan'daki evliya bir gün Yenice'ye Akbaba'ya giderken almış mendilini, bir mendil soğuk su götürmüş... Yenice'deki evliya ayakkabıcılık yaparmış... Karaoğlan evliyası asmış suyu oraya, duvara demiş: Birader, kardaşım. Sana Karaoğlan'dan yalnız bir mendil buz gibi su getirdim,serinleyesin diye.
Fakat o anda çok güzel bir kadın gelmiş bir çift ayakkabı ısmarlama. Neysa Akbaba, ayak kabıcı ya, ayakların ölçüsünü alırken ne de olsa tabi kadın eteklerini yukarı çekmiş. Çok ta beyaz baldırları varmış. Baldırlarını görünce Karaoğlan'daki Tekke içi bozulmuş. Bir de ne baksın kardaşı, o Yenice'deki Tekke, Akbaba yaani; Men dilden su başlamış damlamağa... Demiş: "Birader kendini topla "Kendine gel" demiş. Bak su damlamağa başladı. Karaoğlandaki tekke kendine gelmiş. Mendilden de su damlamamış o zaman. Ak baba demiş: Ya demiş, Karaoğlanda, dağda, balkanda evliyalık yapmak kolay, kasabada yapmak zor işte."
Kaynak: (Abdurrahim Dede, Batı Trakya Türk Folkloru,1978) v.v.Â
Derleme yeri: Karaoğlan Cümülcine
Anlatan: Mümin Karabaş Yaşı: 72
0 okur dedi ki:
Yorum Gönder