Türk dünyasından efsane destan paylaşımıza devam ediyoruz. Sıradaki örneğimiz Özbek Halk edebiyatından.
EJDER KUŞ
Geçmiş zamanda, bir yüce dağın kemerinde korkunç bir mağara var imiş. Avlakta ömrünü geçiren kişiler burayı mekân tutarlarmış. Günlerden bir gün anası babası ölüp, gençliğinde yetim kalan çaresiz bir kız o korku verici mağarada yaşamaya başlamış. Bu kızın bir şal örtüden başka giyecek giysisi, yatmağa yumuşak yatağı da yok imiş. Böyle de olsa kız kendinin güzelliği, boyu poşu ile dolunayı da sönük bırakırmış. Mağaranın tepesindeki deliklerden kartalların, şahinlerin pençesinden düşen et parçalan, kızın gündelik yiyeceği için yeterli imiş. Oduncuların bu mağaraya yolu düşse, mağaradaki kızı görüp, bu mağarayı bir peri mekân tut-muş, demişler. Günden güne ahali arasında bu laf ya-yılmaya başlamış. Küçük çocuklar mağara yakınma varamayıp "peri var" diye korkup kaçarlarmış. Bu mağara yakınında bir ağaçta yaşlı bir ejder kuş da yaşarmış. Bir gün ejder kuş kızı görüp âşık olmuş. O, bu korkunç mağaranın yanına gelip kızın cemalini seyredermiş. Sonunda ejder kuş da mağarayı kendine mekân tutmuş. Kendi gideceğinde kızı mağara içine koyup, ağzına büyük taş kapatıp altın dal ile tılsımlar imiş. Dönünce, tılsımlı altın dalla mağara ağzından taşı alıp, tekrar kızın cemaline bakmaya devam edermiş. Her gün akşam olunca mağaradan çıkıp kuyruğunu pervane edip köylerin üstünde uçar, bağırarak adamları kuyruğuna çekermiş. Uçarken kuyruğu yıldızın kuyruğu gibi göründüğünden, adamlar çok korkarlarmış. Aydan ay, yıldan yıl geçip, bu laf padişahın kulağına erişmiş
Padişahın kızı: "Kim bu ejder kuşu öldürse, o adama varacağım" diye haber salmış. Hiç kimse cesarete gelip ejder kuşu öldürmek için ortaya çıkmamış. Ejder kuş bazı akşamlar şehrin üzerine kadar geliyormuş.
Geçmiş zamanda, bir yüce dağın kemerinde korkunç bir mağara var imiş. Avlakta ömrünü geçiren kişiler burayı mekân tutarlarmış. Günlerden bir gün anası babası ölüp, gençliğinde yetim kalan çaresiz bir kız o korku verici mağarada yaşamaya başlamış. Bu kızın bir şal örtüden başka giyecek giysisi, yatmağa yumuşak yatağı da yok imiş. Böyle de olsa kız kendinin güzelliği, boyu poşu ile dolunayı da sönük bırakırmış. Mağaranın tepesindeki deliklerden kartalların, şahinlerin pençesinden düşen et parçalan, kızın gündelik yiyeceği için yeterli imiş. Oduncuların bu mağaraya yolu düşse, mağaradaki kızı görüp, bu mağarayı bir peri mekân tut-muş, demişler. Günden güne ahali arasında bu laf ya-yılmaya başlamış. Küçük çocuklar mağara yakınma varamayıp "peri var" diye korkup kaçarlarmış. Bu mağara yakınında bir ağaçta yaşlı bir ejder kuş da yaşarmış. Bir gün ejder kuş kızı görüp âşık olmuş. O, bu korkunç mağaranın yanına gelip kızın cemalini seyredermiş. Sonunda ejder kuş da mağarayı kendine mekân tutmuş. Kendi gideceğinde kızı mağara içine koyup, ağzına büyük taş kapatıp altın dal ile tılsımlar imiş. Dönünce, tılsımlı altın dalla mağara ağzından taşı alıp, tekrar kızın cemaline bakmaya devam edermiş. Her gün akşam olunca mağaradan çıkıp kuyruğunu pervane edip köylerin üstünde uçar, bağırarak adamları kuyruğuna çekermiş. Uçarken kuyruğu yıldızın kuyruğu gibi göründüğünden, adamlar çok korkarlarmış. Aydan ay, yıldan yıl geçip, bu laf padişahın kulağına erişmiş
Padişahın kızı: "Kim bu ejder kuşu öldürse, o adama varacağım" diye haber salmış. Hiç kimse cesarete gelip ejder kuşu öldürmek için ortaya çıkmamış. Ejder kuş bazı akşamlar şehrin üzerine kadar geliyormuş.
Bu şehrin yakınında bir yiğit delikanlı var imiş. Onun gayreti içine sığmayıp her gün dağlara çıkıp taşı taşa vuruşturup aslan avlarmış.
Bir gün padişah: "Dağlar arasında taşı taşa vuran aslan yürekli pehlivan yiğit varmış" diye işitmiş ve kendi adamlarını göndererek yiğidi çağırttırmış. Padişahın kızı yiğide "Ejderi öldürürsen, sana varacağım" demiş.
Çok uzun olan hikaye, efsane ve destanlarımızı bundan sonra word belgesine koyarak sizlere sunacağım Ejder Kuş Hikayesinin devamını buradan okuyabilirsiniz. Hem Özbekce Hem Türkçe olarak.
0 okur dedi ki:
Yorum Gönder