Değirmenlik Köyünün Suyu Efsanesi
Derler ki, Değirmenlik köyünün suyu Anadol'dan (Anadolu) gelir. Yazın kar gibi soğuk, kışın ılık ılıktır. Bir zamanlar Anadolulu bir değirmenci, kimine göre gezmeğe, Yeniceköylü Veli Dayı'ya göre ise değirmen taşı satmağa gelmiş. Yolu De-ğirmenlik'e ve o zamanın en meşhur değirmencisine düşmüş. Bakmış bir tahta tekne, bir daha bakmış, dönüp dikkatlice bir daha...
Değirmenci meraklanmış ve:
- Hayrola demiş, neye tekneye bakıp duruyon?
-Benimdir bu tekne demiş öteki, ondan bakıyorum.
Beriki daha da meraklanmış, üstelik hayret etmiş:
- Yani senin mi demiş? Nereden nere senin oluyor? On beş senedir tekne orada duruyor?
- Ya senin mi? demiş öteki. Nerde kimde yaptırdın? Üstelik 15 senedir dedin, ben de onu kaybedeli 15 sene oluyor.
Yerli değirmenci artık kızmış:
- Be adam demiş, misafirsin diye yakınlık gösterdik, malımıza da sahip çıkacan?
- Yok demiş adam, hemen gızma. Bu tekne benimdir, inanmazsan ters çevir de bak. Tam ortada bir tapa var. Dikkat ettiysen teknenin altı oyuktur ve içinde da bu gadar altın vardır.
Öteki tekneyi çevirince tapayı hayretle görmüş. Söküp altınları çıkarmışlar gerçekten o kadar. Yabancı altınları almış, öteki de bakakalmış. Tekneyi de alıp gidecek diye içini bir korku sarmış. Ama yabancı birkaç altın verdikten sonra:
- Tekne da yadigâr kalsın. Bizim yamak su arkının yanına bırakmışdı, nasıl oldu da bunda bulundu? Demek su yol yapmış buraya geliyor. Bak sen işe, kimsenin kısmetini kimse yeyemez demiş ve çıkıp gitmiş.
Kıbrıs Efsanesidir efsane bazı bölgelerde Gümüş Tas Efsanesi olarak anlatılmaktadır.
Oğuz M. Yorgancıoğlu, Kıbrıs Folkloru, 1980, s. 86-87
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 okur dedi ki:
Yorum Gönder