Gelin Mezarı denen yer küçük bir binadır. Binanın içinde bir mezar, mezarın üzerinde de bir şilte1 örtülüdür. İnsanlar buraya mumlar yakarlar, dilek dilerler.
Buraya gelin mezarı demelerine gelince de, çok eskiden Karaoğlan köyünde bir kız varmış. Bu kızla oradan bir oğlan birbirlerini çok severlermiş. Fakat kızı Karaçukur köyünden başka bir oğlana vermişler. Düğün günü Karaçukur köylüler gelini almışlar giderlerken Gelin Mezan'nın olduğu yere tam geldiklerinde bir sakırga çıkmış, katırın üstündeki gelini uçurmuş. Sakırga geçince herkes gelini çok aramış ama bulamamış. Gelin kayıplara karışmış gitmiş. Yalnız gelinin katırın üzerinden uçtuğu yerde üç damla kan görmüşler. Daha sonra da gelinin sevgilisinin düğünden önce sevgilisine kavuşmak için o kanın olduğu yerde dua ettiği öğrenilmiş. Aynı yere gelince sakırgayla birlikte gelin de kaybolup gitmiş. Bundan sonra halk düşünmüş taşınmış gelinin erenlere kavuştuğuna inanmışlar ve o üç damla kanın aktığı yere bugünkü tekkeyi yapmışlar. Tekkenin içine gelinin mezarını yapmışlar, şiltesini sermişler. O günden bu yana Karaoğlan'da her sene geleneksel olarak maya yapılır, kurbanlar kesilir, pilavlar yapılır ve bütün çevre köyler mayaya davet edilir.
Şilte: Batı Trakya'da hemen hemen bütün evlerde bulunan kare şeklinde içi pamukla doldurulmuş, odanın içinde kilimlerin üzerine konup oturulan bir yazgı çeşididir.
Kaynak kişi: Ramadur Salih
Doğum yeri: Iskaçe
Yaşı: 48
0 okur dedi ki:
Yorum Gönder