Eskiden bir kız varmış. Çok küçükken annesi ölmüş. Babası, üvey anne getirmiş. Üvey ana kıza gün göstermezmiş; kakmış, vurmuş, dövmüş; gücünün yetmeyeceği ağır işler buyurmuş.
Bir gün akşam üvey ana Zühre’ye su taşımasını emretmiş.
-Yarına kadar bu fıçıyı doldurmuş ol, demiş. Eğer dolduramazsan başını koparırım! Kendisi fıçının dibini delmiş.
Zühre kız suyu gece boyunca taşımış. Fıçıda hiç de su artmamış. Ağır saka sırığı kaldırmaktan omuzları yorulmuş. Beli bükülmüş. Gücü bütünüyle tükenmiş, gelip yıkılmış.
O gece her yer sessizmiş. Ses çıkaran hiçbir şey yokmuş. Gökyüzünde sadece ay yüzüyormuş. Zühre kız o zaman aya bakıp demiş:
-Ey ayım, hiç değilse, bari sen bilseydin benim halimi! Kurtarır idin başımı!
Ay hala sakin dururmuş.
Zühre kız ağlayarak tekrar yalvarmış.
-Al beni yanına! demiş.
O sırada ay aydınlanmış. Nurunu uzatarak Zühre kızı yanına çekip almış. ışte o zamandan beri ayın yüzünde saka sırıklı kızı duruyormuş.
0 okur dedi ki:
Yorum Gönder