Sık ormanlar arasında yirmi otuz kilometre uzaklıktan bir dağ gürünür. Ona bizim taraflarda Yügemeş Dağı derler. Bu dağ aynı isimdeki köyün yanındadır. Bundan çok yıllar önce bu dağın tepesinde güzel, derin bir göl varmış. Bu gölde yazın da, güzün de bir yaban ördeği yaşamış, soğuklar başlayınca da sıcak ülkelere gitmemiş.
Günlerin birinde Yügemeş köyünün avcılarından biri bu dağa çıkıp ördeği vurmuş. Eve getirip temizlemişler, tencereye koymuşlar pişirmek için. Lâkin günler boyu kaynatsalar da ördek pişmemiş.
Günümüzde de bizim bu taraflarda, pişirmek için tencereye konan et veya başka yiyecekler pişmese Yügemeş ördeği oldu bu derler.
Dağ başındaki gölü şimdi araşan da bulamazsın. Onun yerinde fundalıkla kaplı büyükçe bir çukur var. Çünkü göldeki ördek vurulduktan sonra gölün suyu kendiliğinden çekilmiş. Herhalde bu ördek dağın sahibiydi, diye düşünüyor insanlar.
Toponotnik Rivayetler
Tatar Halk Edebiyatı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 okur dedi ki:
Yorum Gönder