Eski zamanlarda bizim halkımızın nağmeleri şimdiki gibi değilmiş, belki Azerî ve Türk halk nağmeleri gibi imiş.
Bu çok eskiden böyleymiş. Bulgar iline düşmanlar hücum etmiş. Onlar gelişmiş şehirleri ve köyleri harap etmişler; bütün çocukları, genç erkekleri, kadın kızları kırıp öldürmüşler.
"Bulgarların geleceği yok artık', diye halimize gülmüşler. "Bunların tohumlan üremez artık diye düşünmüşler sağ kalan ihtiyarlar hakkında da. Çünkü kendileri çok içki içip ileri yaşlarda işe yaramaz hâle gelirlermiş. Ama düşmanların kötü hayalleri gerçekleşmemiş. İşi seven, çalışkan, gürbüz, neredeyse hiç içki kullanmayan Bulgar halkı yeniden türeyip güçlenmiş. Ne var ki uzun yıllar halkın gönlü endişe ve gamda kalmış. Acılı günleri, ölüp giden gençlerin hatırasını korumak için, halk arasında şarkı türkü söyleme, eğlenme günah sayılmaya başlanmış. Yavaş yavaş eski nağmeler unutulmuş, müzik aletleri kaybolmuş.
Yıllar geçmiş. Bahar günlerinde kırlarda çift süren Bulgar yiğitleri turgay nağmelerini işitip, onlara katılıp türlü nağmeler çıkarmaya başlamışlar. Zamanla bu turgayların nağmesi halkımızın nağmesine dönmüş. Bu sebeple de halk türkülerinde turgaylar övülürler.
0 okur dedi ki:
Yorum Gönder