Kırk Bir Deliler kırk yıldır değirmene giderlerdi ama değirmenin yolunu bir türlü öğrenemediler. Eşeklerine buğdaylarını yükleyip, hangi yoldan gideceğini düşünmeye başladılar. İçlerinden en akıllılarından biri :
-Haydi diyelim ki siz delisiniz, ben de deliyim, eşekleriniz de deli midir? Düşelim eşeklerimizin peşine, onlar bizi değirmene götürür, dedi.
Öyle de yaptılar, eşekler önde Kırk Bir Deliler arkada değirmenin yolunu tuttular. Yarı yola geldiklerinde delilerden biri öne atılarak yol kenarındaki arı kovanına elindeki çirpiyi soktu. Bütün arılar dışarı püskürerek insanları hayvanları sokmağa başladı. Canları yanan eşekler var güçleriyle koşmağa başladılar. Eşeklerin sırtlarındaki buğday denkleri dökülüp saçıldı, deliler hayvanları güçlükle toparlayabildiler. Değirmene boş çuvallarla geldiler. Olanları uzaktan gören değirmencinin küçük oğlu delilere:
-Bu delicesine koşma da niye, diyelim ki eşekleriniz delidir, siz de mi delisiniz ?
***************************
-Güle güle yiyin , ölmüşlerime dua edin bu bana yeter, dedi.
Kırk Bir Deliler çuvalları omuzlarına vurdular, köylerinin yolunu tuttular, epeyce yürüdükten sonra yorulup bir ağacın gölgesine oturdular. Konuşmaya başladılar, en akıllılarından biri:
-Bu adam bize birer kile buğday verdi, ama hiç düşündünüz mü ? Kilesi eksik mi, tamam mı, hileli mi , hilesiz mi ? Ben böyle hileli ölçülmüş buğday istemem. Ya siz....?
Öteki deliler de :
-Doğru söylersin, geri dönelim buğdayları verelim , dediler.
Hep birlikte geri dönerek kendi çuvallarıyla buğdayları zengin adamın kapısına bırakıp köylerine geri döndüler.
*****************************
Kırk Bir deliler boş oturmaktan sıkılıp meslek öğrenmeğe karar verdiler. Kendilerine en uygun meslek olarak terzilik ve kunduracılığı seçtiler. Oturup bir ayakkabıyla bir ceket yaptılar. Terziler birbirine sordular:
-Ceketin cebinin ağzı aşağıya doğru mu yoksa yukarı doğru mu olacak?
Tartıştılar, konuştular, ama bir türlü karara varamadılar. Aldılar ceketi en akıllılarına götürdüler. Kunduracılık yapanlar da topuğun nereye konulacağını bilemediler. Onlar da ayakkabıyla topuğu alıp en akıllılarına gittiler, dertlerini anlattılar. En akıllıları ceket cebiyle topuğu alıp elinde evirdi çevirdi:
-Öne de koysanız olur , arkaya da, siz en iyisi topuğu cekete koyun, cebi de ayakkabıya dikin , dedi.
******************************
1 okur dedi ki:
Yapılan yardımı kilesi eksi şüphesi ile geri vermek ancak delilerin yapacağı bir iştir kanımca :(
Yorum Gönder