Zamanında, Hazar Gölü'nün bulunduğu bölgede bir yerleşim merkezi varmış. Bu yerleşim yerinde, değişik muhitlerden gelen insanları bulmamız imkân dâhilindedir.Buraya gelenlerden ikisi de bir karı kocadır ve çok uzak yerlerden gelmişlerdir.
Kadının hamile kalması, dokuz ayın dolması, arkadan doğum sancıları... Fakat, nedendir bilinmez, kadıncağız burada sancı çekerken, bölgenin diğer sakinleri, buna hiç mi hiç yardım etmezler... Sadece, temiz kalpli yaşlı bir nine, kendisinden yardım isteyen adama; karısına doğum yaptırabileceğini belirterek onunla birlikte gelir.
Doğumu yaptıran nine nur yüzlü bebeğe iyilikler, annesine şifalar diledikten sonra, yeni baba olan ev sahibi, bunu tekrar evine götürmek için dışarı çıkar. Çıkar ama, çıkmasıyla birlikte gördüğü manzara karşısında ne yapacağını şaşırır. Çünkü, oturdukları köyden hiçbir eser kalmamış, kendi evleri dışında, bütün evler, Hazar'ın derin suları altında yok olmuştur.
Bugün, Diyarbakır - Elazığ asfaltının kıvrılan yollarından göle baktığımızda, bir adacık görürüz. İşte, bu ada, yukarıda bahsi geçen efsaneye aittir.
Başka bir rivayete göre, bugünkü gölün bulunduğu yere Hz. Hızır gelir ve bir evden ekmek ister. Ancak kendisine, istenilen şey verilmediği gibi, üstelik bir de hakaret edilerek kovulur.
Bunun üzerine Hz. Hızır ellerini açarak: "Yâ Rabbi, burası suya gark olsun." diye beddua eder.
Allah, Hz. Hızır'ın duasını kabul eder ve o anda, Hazar Gölü'nün üzerindeki şehri, su altına alıverir.
Ali Berat ALPTEKİN, (1993), Fırat Havzası Efsaneleri, Antakya, 99-100.
Dr Aziz Ayva'nın çalışmasından (pdf) alıntıdır.
Hazar Gölü ile ilgili olarak ayrıca buraya da bakabilirsiniz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 okur dedi ki:
hazar gölü efsanesinden etkilendimm
gerçi hangisine inannacağımı bilmiyorummm.başka söylentilerde vardıı.hamile kadın bi kadın sıcak yaz günü komşudan su ister ve kadın tersler sonrada hamile kadın beddua eder die bi söylenti vardıı...(deli_kız)...
VAY BE DENİLMEZ AMA İİ BEGENDİM
Hepinize katılıyorum çok g
Yorum Gönder