Vaktiyle bir bey, adamlarını da toplayıp kendilerine bir yayla aramaya çıkar. Hava da öyle sıcakmış ki adamların çoğu ölür ve sadece bir delikanlı kurtulur. O da susuzluktan olduğu yere yığılır kalır. O delikanlının da sevdiği bir kız varmış. Kız, rüyasında sevgilisinin o hâlini görür ve onu aramaya çıkar. Günlerce arayıp taradıktan sonra delikanlıyı ölü vaziyetinde bulur. Ne kadar uyandırmaya çalışırsa da nafile...
Ellerini açıp yalvarmaya başlar: “Allah’ım, beni su et de erime derman olayım!” der. Allah da o garip kızın duasını kabul eder ve kızcağız orada su oluverir. O sular orada birikir ve bir gölcük oluşturur. Delikanlı sudan kana kana içer. Su dile gelir ve delikanlıya sevdiği kız olduğunu söyleyiverir.
Bu acıya daha fazla dayanamayan delikanlı da “Allah’ım, beni de bu suyun çamuru et!” der ve o da o suyun içinde çamur olur.
Bugün o göl, dibi çamurlu olduğu için sürekli bulanık vaziyettedir.Bundan dolayıdır ki buraya Bulancak adı verilir. Ancak, yöre halkına sorarsanız ne delikanlının ne de güzel kızın adını bilirler
kaynak kişi: Zehra Yılmaz, Alanya 1980, dedesinden dinlemiş
Derleyen: Bedia Kaplan, Alanya 1980
0 okur dedi ki:
Yorum Gönder