Yalancı şehadeti tespit edilen şahıs kadının emri ile muhzırlar (adli polis) tarafından uyuz bir eşeğe bindirilmekte, suçunu bağıran bir tellağın eşliğinde, bulunduğu şehrin caddelerinde dolaştırılıp teşhir edildikten sonra serbest bırakılmaktaydı. Böyle bir şahıs, hayatının sonuna kadar şahitlik etmek hakkını kaybetmekteydi.
Şehadeti devlet güvenliğini ilgilendiren bir mevzuda hapsedilmekte, padişahın şahsını ilgilendiren bir mevzuda ise, idam edilmekteydi.
Kaynak:Osmanlı’yı Cihan Devleti Yapan 150 Sır, Ali Karaçam
Kişisel yorum: Padişahın şahsına karşı yalancılığın cezasının İdamla cezalandırılması diğerlerinde ise hapis verilmesi Padişahın devletinde önünde olduğunu gösteriyor ki Günümüzün Modern Hukuku bunu şiddetle red eder. Yukarıdaki örneğe benzer bir uygulamada Suudi Arabistanda vardır. Şeri hukuka göre yönetilen Suudi Arabistan'da Suud Kralına yönelik suçların cezası genelde ölümle sonuçlanabilirken aynı suç başka bireylere karşı işlendiğinde farklı cezalar verillmektedir
Bir toplumda suça karşı cezalar sınıf,zümre farkı gözetmeden uygulanmadıkca Adalet sözkonusu değildir
0 okur dedi ki:
Yorum Gönder