Panagia Meryem ana demektir ve aynı zamanda manastırın yakınlarındaki derenin de adıdır.
Sümela kelimesinin doğuşuna yani etimolijisine baktığımızda şöyle bir rivayet vardır. Karadenizli Hristiyan Rumlar Mela dağındaki mucizevi Panagia ikonosundan bir şey diledikleri zaman 'stou mela' diyorlarmış bu kelimenin de zamanla Sumela'ya dönüştüğü düşünülüyor ayrıca bu yüzden manastıra ‘Karadağın (Mela dağının) bakiresi' de denilmektedir.
Manastırın ne zaman yapıldığı bilinmemekle birlikte yaygın olarakanlatılan bir efsane şöyledir.
Atina'lı Barnabas ile Sophronios adlı iki keşiş aynı rüyayı görmüşler; rüyalarında, İsa’nın öğrencilerinden Aziz Luka’ın yaptığı üç Panagia ikonundan, Meryemin bebek İsa’yı kollarında tuttuğu ikonun bulunduğu yer olarak Sümela'nın yerini görmüşler. Bunun üzerine birbirlerinden habersiz olarak deniz yoluyla Trabzon'a gelmiş, orada karşılaşıp gördükleri rüyaları birbirlerine anlatmış ve ilk kilisenin temelini atmışlar.
Bu efsanenin başka bir şekilde anlatımı da
İsa Peygamberin havarilerinden olan Lukas'ın bir tahta parçası üzerine çizdiği Meryem Ana resmi (ikona) yıllar sonra kendiliğinden Atina'ya uçmuş. Renginin koyuluğundan ötürü daha sonraları Kara Meryem, Kara Melek, Kara Madonna gibi adlarla ünlenen bu resim, Theodosius döneminde, 4'üncü yüzyılda Atina'dan ayrılmak istemiş.
İkona daha sonra melekler tarafından uçurularak, Maçka dağlarının yamaçlarındaki dağ kavuklarından birine yerleştirilmiş. O günlerde Barnabas ve Sophranios isimli keşişler rüyalarında Meryem Ana'yı görmüşler ve Meryem Ana keşişlere Trabzon'a gidip ikonanın olduğu kovukta kendisi adına bir kilise yaptırmalarını söylemiş. Keşişler deniz yolu ile Trabzon'a gelerek, Maçka dağlarının yamaçlarındaki taş kovuğu içindeki Meryem Ana ikonasını bulmuşlar.
Onlardan önce bu resmi gören yerliler, ikonayı yakmak istemişler, yanmamış. Balta ile parçalamak istemişler kırılmamış. Dereye atıp uzaklaştırmak istemişler, derenin suyu ikonayı sürüklememiş. Meryem Ana tarafından görevlendirilen iki keşiş, melekler tarafından ikonanın konulduğu kovuğa önce bir kilise, sonra bir manastır yapmışlar. Hayatlarının geri kalan kısmını Sümela'da geçiren iki keşiş, aynı gün ölmüşler."
Manastırın ortasında bulunan kutsal havuz için ise kutsal damla efsanesi adında şöyle bir inanç bulunmaktadır
Manastırın ortasındaki kutsal havuza, 30-40 metreden iri su damlaları değişik aralıklarla düşermiş. Kutsal olduğuna inanılan bu damlalar, yüzyıllar boyunca umutsuz hastaların ve kısırların umudu olmuş.
Tarih boyunca Müslüman, Hristiyan birçok hasta, efsanenin getirdiği umudu paylaşmak amacıyla manastırı ziyaret ederek zengin adaklar ve kurbanlar adayarak damla tedavisine girmişler.
7 okur dedi ki:
çok güzel görünüyor bir gün gitmek istiyorum :( fırsatım olursa...
Teşekkürler efsaneler için 3K. Ben de gitmedim seneye yaz için planım Karadeniz gezisine katılmak. O zaman rehberlerden hem efsanesini dinleriz hem de canlı canlı görürüz inşAllah :)
mutlaka gidin yüksek ve yemyeşil bir yerde bir tarih yaşanmış...ben çok etkilendim!!
gitmek ısteyenlere onerim; saat 18 00 den once gıtmelerı.
biz 5 kala gittik ve sadece dısını gormekle yetindik.
içimde kaldı,umarım tekrar gıtme fırsatım olur...
siz olmasanız ödevimi yapamayacaktım .
sümela manastırı restorasyon diye yeniden yapılmasa gerçekten gizemli bi yer trabzon valiliqi rstorasyon deqil yıkıp yeniden yapıyo ve o yedi katlı manastırın sadece 2 katı qeziliyo gerisi yasak....
Zaten merdivenlerini bile kırmışlar istesenizde qidilmiyo...
Ben trabzonluyum ve fotoqrafçıytım gerçekten 8urda mükemmel yerler var ayasofya müzesi uzungöl seragölü santa harabeleri bostepe yeni mahalle meydan yani her karış topraqı hayran olunacak yer gezmenizi tavsiye ederim....
harika bir yer
Yorum Gönder