Geçmişden Günümüze Gelen Efsaneler, Destanlar, Söylenceler, Mitoloji, Hikayeler, Masallar , Türk folklorik motifler, şehirlerin efsaneleri,öyküleri

Elazığ Efsaneleri

| Çarşamba, Ağustos 6
Nette gezinirken gördüğüm bir kaç elazığ efsanesini sizinle paylaşmak istiyorum. Bazı efsanelerde ki vurgularsize tanıdık gelebilir bir çok efsanede efsanenin doğduğu yer farklı olsada motifler benzerlik göstermektedir. Efsanelerde neden bu benzerliklerin olduğunu ileride bir yazımızda değineceğiz

Aşağıda ki efsaneler Elazığ'ın karakocan beldesini anlatan karakocan.s5.com dan derlenmiştir (not siteyi ziyaret ederseniz reklam yönlendirmesi bulunmaktadır )

1. Pilavtepe Efsanesi:

Bu efsane Pilavtepe ile ilgili olarak anlatılır.Zamanın birinde bir çoban bu tepede sürüsünü otlatıyormuş.Tepede suyun olmayışından dolayı hem çoban hem de sürüsü susuzluğa mahkum olmuşlar.Çoban Allah’a yalvarmış.Çoban içinden suyu bulabildiği takdirde iki koç kurban edeceğini söylemiş.Tam bunları düşünürken tepenin zirvesinden iki taşın arasından suyun aktığını görmüş.Zor durumdan kurtulan çoban sözünü unutarak elbisesinden çıkardığı iki biti koçların yerine koyup öldürmüş.Çok geçmeden çoban ile sürüsü taş kesilmiş.Tepenin üstünde ve etrafında taşlar üst üste yığılı,peş peşe dizili,koyun sürüsünün duruş ve yürüyüşü gibi bir görüntü arz etmektedir.1000 m. Yükseklikteki tepenin zirvesinden çıkan suyu yöre halkı halen götürüp sütlerine maya olarak kullanmakta ve bu suyun süte bereket ve bolluk getireceğine inanmaktadır.


2. Pir Cemal Abdal Efsanesi:

Delikan Köyü’nde oturan Pir Cemal Abdal Peri Suyu kıyısına gelir ve biraz uzakta olan asma köprüye gitmeyip cüppesini çıkararak suyun üzerine atar.Cüppeye binerek karşıya geçer.Bu sırada Bağin Kalesi Beyi’nin kızı sarayının penceresinden bu olayı görür.Hayretler içinde kalan bey kızı koşarak olayı babasına anlatır.Bey hemen adamlarını göndererek Cemal Abdal’ı yakalatır ve sarayına getirtir.Cemal Abdal’ın sihirbaz olduğunu ileri sürerek fırında yakılmasını ister.Ertesi gün fırının kapısını açtıran Bey Cemal Abdal’ı bıyıkları ve sakalı buz tutmuş bir halde bağdaş kurup otururken bulur ve mükafatlandırır.

3. Karabuk (Karagelin-bahtsız gelin) Efsanesi:

Mahmutlu-Lehan Köyleri arasındaki Karabuk Mevkii ile ilgili anlatılan bir efsaneye göre bu mevkiden bir düğün alayı geçmekte iken toprak yarılmış.Gelin bindiği atıyla beraber yarılan toprağa düşmüş ve açılan yarık tekrar kapanmış.Halk arasında bu mevkie Karabuk (kara bahtlı gelin anlamında) adı verilmiştir.

4. Külükoğlu Efsanesi:

Pilavtepe denilen köyde yaşayan,Külükoğlu diye bilinen kişiyle ilgili bir efsanedir.

Günün birinde köyde bir toplantı yapılır.Külükoğlu’nun toplantıda olmadığını gören köylüler çağırmak maksadı ile evine iki kişi gönderirler.Külükoğlu’nu evinde bulamayan haberciler onun dağdaki davar barınağına giderler.Daha içeri girmeden HU çeken sesler duyarlar.Pencereden baktıklarında giysileri aynı, yüzleri aynı, başörtüleri aynı otuz-kırk kişi görürler.İçlerinden hangisinin Külükoğlu olduğunu anlamazlar. Ses çıkarmadan köye geri dönerler. Olayı köydekilere anlatırlar. köylüler inanmak için dört kişi daha gönderirler. Onlar da gidip durumu aynı şekilde görüp dönerler. Sabahleyin durumu Külükoğlu’ndan sorup öğrenmek isterler.Külükoğlu köye gelmeden oğlu Kel Mahmut babasına kahvaltı hazırlar ve yola koyulur. Dağdaki barınağa yaklaştığında, karda babasının sopası ile meşe ağaçlarına vurduğunu, vurdukça meşelerin göverip ve peşinden davarın bu meşeleri yediğini görür. Babası geriye dönüp baktığında oğlunu görür. Der ki: Oğlum! Sen beni bilmeyerek mahcup ettin. Allah’tan dileğim üç günde öleyim. Sen de üç ay zarfında bilmediğin yere gidesin. Senede bir gelip türbemi ziyaret edesin. Deniliyor ki Külükoğlu üç gün sonra ölür ve oğlu da üç ay sonra Kiğı’nın Elmalı Köyü’ne gider.

Halen Külükân (Pilavtepe) da Külükoğlu’nun akrabaları vardır.Külükoğlu’nun türbesi Karakoçan’dan Çan’a giden yolun kenarındadır.

5. Golan Efsanesi:

Golan Kaplıcaları civarındaki kayalıklarda bir çift geyik yaşarmış.Avcılar bunları vurmak istemişler.Bunlardan birini vurarak kayanın tepesinden suya (Peri Suyu) düşürmüşler.Diğer geyik kayıplara karışmış.Efsaneye göre kayıp geyik her yıl gelerek kayalıkların tepesinden suya doğru sesler çıkarmaktadır.Sudan da cevabi sesler gelmektedir.Bu karşılıklı seslerden sonra suyun bir can aldığına inanılmaktadır.

6. Yücekonak Efsanesi:

Yücekonak ’ta bulunan gölle ilgili olarak anlatılır:

Adamın biri, otlaması için atını gölün kenarına bağlar. Gölden erkek bir atın gelip onun atıyla çiftleştikten sonra tekrar göle girdiğini görür. Bir yıl sonra atın bir tayı olur. Adam güzel olan bu tayı çok sever. Atını ve tayını alarak tekrar aynı yerde bağlar. Yine gölden çıkan at gelir ve bu defa tayı alarak sulara karışır.

7. Kuriş Baba Efsanesi:

Çelekas (Balcalı)‘daki Kuriş Baba mağarası için anlatılır: Çok eski zamanlarda bir savaş olur.Kuriş Baba atıyla kaçarak bir rivayete göre kendisinin oyduğu, başka bir rivayete göre Allah tarafından oyuk hale getirilen sadece kendisi ve atının sığabileceği büyüklükte bir mağaraya sığınır. 40 gün 40 gece yemeden içmeden orada saklanır. Daha sonra askerler tarafından bulunur.Bu sürede yemeden içmeden nasıl yaşadığını sorarlar. İçlerinden biri ermiş olduğunu söyleyince padişah: -“Deneyelim, eğer ermiş kişi ise kendisini kurtarır.”der. Götürüp ateşle kızdırılmış fırına atarlar. Ertesi gün gelip baktıklarında donmak üzere olduğunu görürler. Ermiş olduğuna inanılır ve serbest bırakılır.


Süt Kalesi Efsanesi - Harpu Kalesi Efsanesi

Harput kalesinin bir adıda Süt kalesidir. Bu kaleye süt kalesi denmesinin ilginç bir hikayesi vardır. Kalenin temelleri atılır. Kale duvarları yükselmeye başlar. Ancak o yıl başlayan su kıtlığına bir çare bulunmaz. Aynı yıl bu su kıtlığının aksine hayvanların sütleri oldukça boldur. Zamanın hükümdarı emir verir. Harç için süt kullanılıcaktır. Hayvanlar sağılır. Harç süt ile karılır, kale tamamlanır.

Diğer bir efsaneye göre ise kalenin pek çok dehlizi vardır. Bu dehlizlerden birinde güzellerden bir kız yaşarmış. Ancak büyülü olduğundan sürekli kendisi için yaptırılan bir altın köşkte uyumaktaymış. Yanlız her yıl bir kez uyanır. ''süt kalesi yıkıldı mı? Katırlar kuzuladı mı ? Dere hamamının yerinde yeller esiyor mu ?Diye sorar, sonra yeniden uykuya dalarmış. Eğer bu sayılanlar gerçekleşirse Harput yıkılacak, kıyamet kopacakmış. Bazı kişilerin bu kızın sesini duyduğunu da kulaktan kulağa söylenir.

5 okur dedi ki:

Adsız dedi ki...

çok güzel efsaneler

Adsız dedi ki...

idare eder

Adsız dedi ki...

elazığı okudunuz mu

Adsız dedi ki...

wuwww güsel we aq

Adsız dedi ki...

çok güzel

Yorum Gönder