Öksüz Kız ve Ay
Soğuk bir kış günü öksüz bir kız, su almaya gider. Vücudu yarı çıplak, ayakları soğuktan donmuş, karnı aç ve ağlamaklı bir haldedir. Elinde su doldurmak için aldığı bakraç vardır. Birden fırtına kopar. Ay ise tam o anda gökteki sarayına kurulmuş bu fakir ve zavallı kıza bakmaktadır. Ay kızın haline acır. Kendi kendine der ki “Bu kıza mutlaka üvey annesi zulmediyordur” Öksüz kız tam o sırada bir çalılıktan geçmektedir. Ay çalıya işaret eder; “O kızı al, yanıma gel”. Ayın bu emri üzerine çalı hemen at olur. Bir yandan aya giden yol açılır, bir yandan da üstünde kız olan at yükselmeye devam eder. Aya vardıklarında kız elinde bakracıyla aynın yanında durur. Ay bu öksüz kızı çok sever, içi ürpermeye başlar. Şekilden şekle girmeye başlar. Ayın gökyüzünde şekilden şekle girmesi de bu sevginin sonucudur. İlk geceler ay bir gümüş yay gibidir. Öksüz kız büyüdükçe ay da büyümektedir. Bazı zamanlarda bu kız gökteki aynın sarayından içeri girer, halı dokur. O zaman ay sevgilisini göremediği için üzülür, hilale döner. Bazen de kızın keyfi yerine gelir, coşar, neşelenir. O zaman ayın yüzü güler, dolun halini alır. Ayın keyfini kaçıran güçlü bir rakibi vardır : Gökte bulunan beyaz ayı. Bu ayı da kızı sevmektedir. Bu nedenle ayı tutarak boğmak ister. Ama buna gücü yetmez. Yirmi bes gün ay bu ayıya üstün gelir, onu ezer. Ayı sadece üç gün aya üstün gelir. Ay da bundan korkar, saklanır, kimselere görünmez…….
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 okur dedi ki:
Tam bir efsane!!! Kişileştirilmiş, aşık olmuş bir ay. İlginç. Ama dolun hali, saklandığı hali, hilal hali anlatılırken güzel benzetme yapılmış bence.
Yorum Gönder