Midas
Silenos, Şarap Tanrısı Dionysos’un yaşlı bir satyrdir. (satyr, eski çağda günlerini açık havada dolaşıp şarap içerek geçiren yarı insan görünümünde olan yaratıklardır) Bir gün Tanrı Frigya, Lidya, dağ ve koruluklarında dolaşırken Silenos uyuya kalır. Köylüler onu bulur. Boynundaki çiçek çelenkleriyle bağlayarak Midas’a götürürler. Midas onu tanır ve on gün on gece sarayında ağırlar. Sonra da yaşlı yoldaşını , Dionyos’a götürür. Dionyos buna öyle sevinir ki Midas’a her dileğini gerçekleştireceğini söyler. Midas her dokunduğunun altın olmasını ister. Dionyos sözünde durur, dileğini gerçekleştirir. Midas sarayına dönerken dokunduğu bir dal altın olur, yerden topladığı bir avuç çakıl altına dönüşür. Eline aldığı bir buğday başağı altın döker. Çok mutludur, ama sofraya oturup da eline aldığı ekmeğin altın olduğunu şaraba dokunduğunda bir altın külçesine dönüştüğünü görünce dileğinin korkunçluğunu anlar. Sonunda bu duruma dayanamayan Midas , Dionyos’a giderek eski durumuna getirilmesini ister. O da Sardes’e dönerek Sart Çayı kaynağına çıkmasını , burada topraktan fışkıran sularla yıkanmasını söyler. Kral denileni yapar ve kurtulur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 okur dedi ki:
( devamı mıydı ,pek emin değilim...)Midas neye dokunsa altına dönüşüyordu ..taş ,çakıl,su ,köpek ,buğday ekmek .... ve en sonunda kızı...
harisliğin açgözlülüğün kötülüğünü ve herkese olduğu kadar , sonunda kendine zararı dokunacağını vurgulayan çok anlamlı bir
efsane ... Teşekkürler cananhanım
Rica ederim. Bence de çok güzel bir efsane. Kızının altına dönüştüğünü bilmiyordum ama diğer öğeler de farklı efsanelerde anlatılabilir. Duymuştum ben de. Ama Midas'ın sonunda doğruyu ve yeterli olanı isteyebilmeyi anlaması da umarım efsaneyi okuyan bizler içim iyi bir kıssadan hisse olur...
Yorum Gönder