Türk miteolojisinden bir örneği aşağıda okuyacaksınız bu miteolojide ayın evreleri anlatılmaktadır. ( ay neden şekilden şekile giriyor, ay neden tutulur, Dolunay neden olur ve daha fazlası)
Kışın soğuk bir gününde, öksüz bir Türk kızı, su almaya gider. Vucudu yarı çıplak, ayakları soğuktan şişkin; karnı aç, gözleri yaşlı bir haldedir.
Elinde bir bakrac vardır. Birden bir kasırga kopar. Ay ise gökteki sarayından kasırgaya tutulmus olan, bu zavallı fakir kıza bakmaktadır. Ay, kızın haline acır. Kendi kendine der ki: (Mutlaka üvey annesi bu kıza zulüm ediyor).
Öksüz kız o sırada bir çalılıktan geçmektedir, ay çalıya işaret eder: (O kızı al, yanıma gel). Ayın bu emri üzerine çalı hemen bir at olur. Bir yandan aya giden gökyolu acılır, bir yandan da at haline gelen çalı, üzerinde kız olduğu halde yükselmeye devam eder. Aya vardıklarında kız elinde bakracıyla ayın yanında durur.
Ay, bu öksüz kızı sever, içi ürpermeye başlar. Şekilden şekile girmeye baslar. Bundan sonra ayın gökte şekilden şekile girişi de, bunun ve sevgisinin sonucudur.
Ilk geceler ay bir gümüş yay gibidir. Öksüz kız büyüdükce ay da büyümektedir. Bazı zamanlarda bu kız gökteki ayın sarayından içeri girer, halı dokur. O zaman ay sevgilisini görmediği için üzülür, hilale döner. Bazen de kızın keyfi yerine gelir, çosar, neşelenir. O zamn ayın yüzü güler, dolun halni alır.
Ayın keyfini kaçıran güclü bir rakibi vardır. O da gökte bulunan beyaz ayıdır. Bu ayı da Öksüz kızı sevmektedir. Bu sebeple ayı tutarak boğmak ister. Ama ne de olsa gücü yetmez. Yirmi beş gün ay bu ayıya üstün gelir, onu ezer. Ayı yalniz üç gün aya üstün gelir. Ay bundan korkar, saklanır, kimselere görünmez.
Bu mücadele her ay böyle devam eder.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 okur dedi ki:
süper
Yorum Gönder