Geçmişden Günümüze Gelen Efsaneler, Destanlar, Söylenceler, Mitoloji, Hikayeler, Masallar , Türk folklorik motifler, şehirlerin efsaneleri,öyküleri

Karkın Efsanesi

| Salı, Nisan 16
    Çok çok eski zamanlarda Karkın köyü verimli tarlaları bol suları ile ünlü bereketli bir köy imiş. Nüfusu da oldukça kalabalıkmış. Burasının ekinleri bir insan boyunda olup oldukçada bolmuş. Bir yaz günü işlerin yetişmediği adeta güneşle yarışın edildiği böyle bir günde köyden bir kadın küçük bebeğini sırtına sararak ekin biçmeye gitmiş. Ağustos’un o yakıcı sıcağında elinde orakla başlamış ekin biçmeye.
Ağaç gölgesindeki salıncakta uyuyan bebek ise bir zaman sonra uyanarak bağırmaya, ağlamaya başlamış. Koşarak bebeğinin yanına varan ana, kucağına alarak emzirmiş ama nafile bebek bir türlü susmuyormuş. Meğer bebek kakasını yapmış. Temizlemeye bez bulamayan kadın eline bir tutam buğday başağını alarak çocuğun altını temizlemiş.
İşte ne oldu ise o anda olmuş. Birden tepesindeki o yakıcı güneş kararmış, kara kara bulutlar öbek öbek kaplamış gök yüzünü.
Gök avazı çıktığı kadar gürlemeye başlamış. Şimşekler çakarak ortalığı bir velveleye vermiş. Sanki gök delinmiş de yağmurla birlikte taş yağmaya başlamış. Dereler coşup taşmış,yayla da koyunlar kuzular telef olmuş. İnsanlar feryatlar içinde oldukları yerden bile kımıldayamadan çamura gömülerek boğulmuşlar.Kimseyeye kötülüğü dokunmayan,iyi kalpli insanlar ise yüksek tepelerde bulunan mağaralara saklanmışlar. Koskoca köy kaşla göz arasında telef olup gitmiş. Meğer yaratanın nimetine yapılan saygısızlığın bir cevabıymış.
Tufandan geriye yalnızca bir avuç insan kalmış. İşte bu köyün adı da o günden sonra gark olunan yer anlamına gelen Karkın olarak söylene gelmiş.
Bu efsaneden dolayı olsa gerek bu köyde nimete asla saygısızlık ve kusur
edilmez.

0 okur dedi ki:

Yorum Gönder