Geçmişden Günümüze Gelen Efsaneler, Destanlar, Söylenceler, Mitoloji, Hikayeler, Masallar , Türk folklorik motifler, şehirlerin efsaneleri,öyküleri

CELAL ŞAH HİKAYESİ

| Çarşamba, Ekim 7
Celal Şah Hikayesi Doğu Anadolu'da ve Kars bölgesinde anlatıla gelen bir hikayedir. hikaye Borluk İlçesinde oturan Süleyman Erkılıç'dan derlenmiştir. Türk Folkloruna gönül veren ve bu konuda çalışmalarda bulunan Nerin Köse tarafından Milli Folklor dergisinin 1993 yılındaki 17. sayısında ele alınmıştır.

ÖZETLE CELAL ŞAH HİKAYESİ

Zamanın birinde herşeyi olan ancak hiç çocuğu olmayan bir padişah vardır. Her umuda sarılan, her denileni yapan hükümdar günün birinde bir erkek evlada kavuşur. Yedi yaşına gelen şehzade Celal Şah egitimini yapmak. üzere hocaya verilir ve onsekiz yaşına kadar dershaneden hiç dışarı çıkmaz.

Sadece kitabi bilgiler edinen. yaşadığı hayatla en küçük bir ilgisi olmayan Celal Şah yemeğindeki kemiği ve güneş ışığını bile tanımamaktan doğan bir sıkıntı ile dışarı çıkar. ilk gördüğü kişi, avdan gelen bir adamdır. O da yardımcılarını ve atını alarak. ava çıkar. Yolları üzerindeki dağda. bir geyiğin peşine düşen Celal Şah'la arkadaşıarı bu kovalamaca sırasında yedi kişi kalırlar ve bir adada, geyiği vururlar.

Garip yapılı insanların bulunduğu bu adada bir arkadaşlarını yitirerek Maymunlar Ülkesine gelirler. Bir kitabade gördüğü ve Sultan Süleyman'ın vasiyetl ettiği üzere Celal Şah yedi yıl maymunlara hükmeder. Bu arada bir arkadaşlarını yitiren grup,izin isterlerse de maymunlar iki arkadaşlarını daha öldürürler ve yola üç kişi devam ederler Karıncalar ülkesinde iki arkadaşını yitiren Celal Şah nihayet insanoğlunun yaşadığı diyara ulaşır. Yolu üzerindeki ihtiyardan para kazanmayı düşünürken kendini ölü bir atın karnında bulur ve Celal Şah, büyük bir kuş tarafından havaya kaldırıldığı sırada ihtiyarın isteğiyle içeride bulduğu bıçakla atın karnını yararak dışarı çıkar.

Karşısındaki dağın en yüksek yerinde kıymetli taşlar olduğunu, onları aşağı atmasını söyleyen ihtiyar mücevherleri alıp, Celal Şah'ı orada bırakır, Karnından çıktığı ölü atı arayan şehzade giderek "kuşlar ülkesi"ne gelir. Güzel bir köşkün bahçesindeki havuzun başında rastladığı üç kekliğin kız haline geldiğini görür ve en küçüğüne aşık olur. Onun "keklik cildi"ni alan Celal Şah kızı memleketine götürür.

Beraberindeki mücevherleri babasına hediye eden kahramana padişah, yedi gün yedi gece düğün yapar. Bütün bunlara rağmen "Keklik cildi"ni zaptederek kendisiyle evlenmesini hazmedemeyen Gülperi gelinin tılsımlı kıyafetini bulur ve tek çocuğunu da alarak kendi ülkesine döner.

Karısını aramaya çıkan Celal Şah. Kuşlar ülkesi'ne geldiğinde onun Çin Maçin'de oturduğunu öğrenir. Bir kuşun üzerine binerek "periler ülkesi"ne gelir ve Gülperi'yi bulur. Ancak yurdunu özleyen şehzade, karısına memleketine dönmeyi teklif eder. İki "keklik cildini" giyerek yola çıkarlar. Ne yazık ki bu mutluluk uzun sürmez ve bir yolculuk sırasında Gülperi, kurtlar tarafından parçalanır. Karısını öldüğü yere defneden Celal Şah, ölene kadar orada yaşar.

1 okur dedi ki:

Adsız dedi ki...

bu hıkaye benı cok etkıledi kendımı içinde sandı dıyemem cünkü fazla begenmedım

Yorum Gönder