Geçmişden Günümüze Gelen Efsaneler, Destanlar, Söylenceler, Mitoloji, Hikayeler, Masallar , Türk folklorik motifler, şehirlerin efsaneleri,öyküleri

Yılan Peri - Özbek Masalları

| Çarşamba, Ekim 29
Evvel zaman içinde padişahın biri tek başına ava çıkmış. Avlanırken uzakta bir şey görmüş. Padişah yavaşça varıp baksa, ağaç dibinde bir peri kızı dinlenmek için oturmuşmuş. O kızı görünce kendinden geçmiş. Biraz sonra kendine geldiğinde peri su getirerek yüzüne serpiyormuş. Padişah onun elinden su içip, beraberinde saraya alıp gelmiş

Padişah kırk gece kırk gündüz düğün dernekle peri kızıyla evlenmiş. Aradan bir müddet geçince, padişahın dermanı kesilip,rengi saranp, yüzü değişmeye başlamış. Nihayete padişah vezirine sormuş:

- Ey büyük vezir, ben evlendiğimden bu yana dermanım kesilip, gücüm gittikçe azalıp halsizleşiyorum. Ne yapmak gerek, demiş.
Vezir:
- Doğru söylüyorsunuz, renginiz sararıp, yüzünüz değişip zayıflamaktasınız. Bu hâli bir tetkik etmek doğru olur. Bağışlayın, siz üzülmezseniz, ben size bir sır söyleyeceğim, olur mu? Demiş.
Padişah:
- Olur, söyle, demiş. Vezir:
- Bağışlayın, bu kırdan alıp geldiğiniz kız, yılan peri olmasın. Eskiden ihtiyarlar "Kırda bir yılan olur. Kırk yıl adam görmese, o periye dönüşür ve adama gündüz peri, gece yılan olup görünür" derlerdi. Hatunun da yılan olmasın, diye endişe ediyorum, demiş.
Padişah:
- Öyle ise ne yapacağız? Diye sormuş.
- Eğer uygun derseniz, önce onutam bilmek gerek, sonra çaresini görürüz, demiş vezir.
Vezir düşünerek padişaha şöyle yol göstermiş:
-Bağışlayın, bir gün akşam hatununuza yemek buyurunuz. Tencereye soğan koyup kavurun, suya gittiğinde, tencereye bir avuç tuz atınız. Yemeği pişirip hazırlayıp getirecek, beraber yiyeceksiniz. Sonra yemek çok tuzlu olduğu için çok çay, su içecek, siz de içeceksiniz. Sonra kalan işi gece bilirsiniz. Padişah o gün vezirin dediği gibi yapmış.
Hatunu soğanı kavurup suya gittiğinde bir avuç tuzu tencereye atmış. Yemek tuzlu olmuş. Padişah zorla yemiş. Peri ise utandığından yemekten biraz yemiş. Tuzlu olduğu için çok çay ve su içmiş. Gece yatıp uyumuşlar. Gece yarısı padişah uyanıp baksa, yanında büyük, uzun bir yılan yatıyormuş. Yılan peri uzanıp, sessizce sürünerek havludaki havuza başını uzatıp su içiyormuş. Başı havuzda iken, kuyruğu padişahın yanında imiş. Padişah korktuğundan hiçbir şey diyemeyip sessizce yatıvermiş. Sabahleyin padişah baksa, yanında peri yatıyormuş. Bu sırrı hiç kimseye dememiş, sadece vezirine demiş. Vezir, padişaha:

- Bağışlayın, şimdi siz bir şekilde bu hatununuzdan ayrılmazsanız olmaz. Bunun çaresi şöyle olur. Bir demir kafesten ev yaptırınız. Bir şekilde kandırıp hatununuzu bu eve alıp giriniz. Kendiniz çıktıktan sonra kapıyı kilitleyip sonra ateşe verdirin. Böylece yılan peri yanıp ölecek, demiş.

Padişah vezirin dediğini yapmış. Bir demir kafesten ev yaptırmış. Eve hatunu ile birlikte girmiş. Biraz sonra padişah kafes evden çıkıp, üstüne kilitlemiş. Sonra da ateşe verdirmiş. Bir inledikten sonra, yılan peri yanıp ölmüş. Padişah onun endişesinden kurtulmuş.

("Zümreci ve Kımmat", Özbek Halk tcadi, Taşkent, 1988, s.78-79)

Yılan Peri olarak anlatılan Bu Özbek Masalına benzerlik yönünden Ejderha Kadın adlı Kırgız masalı çok benzemektedir

1 okur dedi ki:

serencam dedi ki...

Sanırım ravisi farklı..Dediğin ejderha kadın masalının yılanlısı :)...Sevmiştim ejderha kadın masalını ..

Yorum Gönder