Geçmişden Günümüze Gelen Efsaneler, Destanlar, Söylenceler, Mitoloji, Hikayeler, Masallar , Türk folklorik motifler, şehirlerin efsaneleri,öyküleri

Obruk Efsanesi - Çumra Efsanesi

| Pazartesi, Eylül 15
Vaktiyle, bizim köyün yakınında Obruk diye bir mahalle varmış. Dedelerimizin, ninelerimizin zamanında bir gün, bu mahallede bir haneye, Hızır Dede gelmiş.

Bir hanenin kapısını çalmış:
Ev sahibi, ev sahibi! Bana bir parça yiyecek bir şeyler verin, bana bir hayrınız yok mu?” demiş. Hane sahibi gelinin de beşiğinde çocuğu varmış. Çocuğum ağlayacak diye kalkmış, gocaya bir şey vermemiş.

Dede’ye “Verecek bir şeyim yok!” demiş.
Hızır Dede de “Yok mu gızım?” diye tekrar sormuş. Gelin tekrar yok deyince,

Hızır Dede: “İnşallah, yağ ola goyulasın, obruk ola oyulasın, suyun içilsin de, balığın yenilmesin!” demiş. Dede bu sözleri söyler söylemez kaybolmuş.

O mahallede aynı anda obruk olmuş oyulmuş. Şimdi hâla oranın balığı yenmez. Derde derman olarak vücudunda bir kaşıntısı olanlara şifa olsun diye o sudan içirilir.

Hâlâ Perşembe geceleri, o Obruk’un yerinden gelinin beşik sesi ile ninni sesleri duyulur:

“Beğ babası gelir Şam’dan,
Bebeğin beşiği çamdan,
Yuvarlandı düşdü damdan,
Beğ babası gelir Şam’dan,
Nenni yavrum, nenni guzum,
Gapıya gelen Hızır’ımış da,
Biz bilemez imişiz,
Biz bu bedduaya nasıl uğramışız?
Nenni dudum, nenni guzum…

”Vaktiyle, dedelerimiz, ninelerimiz, bizi ocak başında toplar, külde nohut kavurur, hem yedirir hem de bu masalları anlatır bizi eğlerdi. ( MUSTAFA DURDU)

Bu efsaneyi Derleyen Öğretmen Mustafa Durdu'dur.Konya'ya Bağlı Çumra'nın Apa Köyünde anlatılan bu efsaneden yola çıkarak Dr Aziz Ayva bir çalışma yapmıştır. Bu efsanenin Anadolu'da 35 varyantı bulunduğunu belirtiyor. Bunlardan bazıları şunlar;

Beypazarı’nda Göl Efsanesi (Ankara), Çıldır Gölü (Ardahan), Efteni Gölü (Bolu),
İznik Gölü (Bursa), Gölbaba (Edirne), Gerindal Gölü (Elâzığ), Gölcük (Elazığ), Hazar Gölü
(Elâzığ), Karagöl Efsanesi (İzmir), Acı Göl Efsanesi (Konya), Çavuşçu Gölü ve Ilgın İlçesi
(Konya), Karapınar Efsanesi (Konya), Gölmarmara (Manisa), Narlı Göl (Niğde), Sapanca
Gölü Efsanesi (Sakarya) ve Gelin Taşı (Sivas)


Ayrıca Obruk Efsanesi ya da Çumra Gölü Efsanesi ile blogumuzda da yer alan
Hazar Gölü, Tuz Gölü, Dipsiz göl, Gölbaba Efsaneleri de coğrafya , köye gelen kişi , bu kişilerin istekleri ,isteğin yerine gelip gelmemesi ve bunun sonucu Efsanelerdeki şekil değiştirmeler (göl olma) Beddualar ve Efsaneye ait maddi unsurlar bakımından karşılaştırmasını yapıyor.

ve şunu şöylüyor

... Coğrafyadan anlatıcıdan ve derleyicilerden kaynaklanan farklılıkları da tabiî karşılıyoruz.
Bir gölün veya yerleşim yerinin suya gark olması üzerine anlatılan bu efsaneler nasıl oluyor da aralarında binlerce kilometre uzaklık bulunan Tataristan, Kıbrıs, Edirne ve Elâzığ’da da anlatılabiliyor. Bu durumu, “aynı aklî kapasiteye sahip olan milletlerde muhayyile aynı şekilde tezahür eder” ve “birinin yerine diğerinin geçmesi” ilkeleriyle açıklayabiliriz. Yani aynı milli kültüre, tarihe, edebiyata sahip olan Anadolu, Kıbrıs ve Tataristan Türklerinde de aynı sözlü kültür ürünleri anlatılmaktadır. Bu tür efsaneleri “gezgin efsaneler” olarak adlandırıyoruz.

Dr Aziz Ayva'nın Bir Çumra ( Konya) Efsanesi ve Türk Dünyasında ki Benzerleri adlı bu çalışmasını okumanızı tavsiye ediyoruz buradan ( PDF ) bu dosyaya ulaşabilirsiniz



5 okur dedi ki:

Unknown dedi ki...

Ninni güzelmiş. Hızır gelmiş biz bilememişiz bu bedduaya nasıl uğramışız diyor ya gerçekten de acıklı.

Göl efsaneleri birbine benziyor gerçeten de bahsedilen kültür benzeşmesinden kaynaklanabilir.

Dr Aziz Ayva hocamızın da emeğine sağlık.

Adsız dedi ki...

süpper bir şiir

Adsız dedi ki...

Degerli blog yöneticisi sitenizdeki paylaşımlar çok etkileyici toshiba servisleri diger paylaşımlarda başarılar diler.

Adsız dedi ki...

Keşke vereydin

Adsız dedi ki...

Çok güzel zaten orada babaannem oturuyor yani

Yorum Gönder