Geçmişden Günümüze Gelen Efsaneler, Destanlar, Söylenceler, Mitoloji, Hikayeler, Masallar , Türk folklorik motifler, şehirlerin efsaneleri,öyküleri

Rodos Adası

| Cumartesi, Mart 15
Türk hakımiyeti altında 390 yıl bulunan Rodos adasında bıraktığımız izler günümüzde hala yerinde duruyor mudur. Avrupanın bir çok ülkesinde her türlü savaşa rağmen şatolar kiliseler dimdik ayakta kalabilirken Türklerden geride kalanlar neden yok edilmeye çalışılır. Bunun son örneğini Bosna'da gördük sırplar vahşiliklerine Mostar Köprüsünü yıkmayı da eklemişlerdi. günümüzde Mostar dimdik ayakta Sırplara meydan okuyor.

Bu yazımızın konusu Rodos Adası bir zamanlar Cem Sultanın da sığındığı Seant Jean Şövalyelerinin yaşadığı Rodos Adası

25 Temmuz 1522 günü Osmanlı Donanması Rodosu muhasaraya almış. 20 Aralık 1522'de Türk'ün destanına dönüşen Şanlı bir zaferle ele geçirilmiştir.

Seant Jean Şövalyelerinin kumandanı ve Büyük Reisleri I’Isle Adam ile Kanuni Sultan Süleyman arasında geçen konuşmaları sizinle paylaşmak istiyorum

Sultan Süleyman mağlup reisi gün boyunca yağmurun altında bekletti. Nihayet Kanuni Sultan Süleyman erguvan renkli bir çadır altında, harikulade ve zengin iki Altın Arslan arasındaki altın tahta oturmuş şaaşalı bir şekilde mağlup reisi kabul etti. Ağır ve uzun bir sessizlik içinde iki büyük düşman birbirini süzdükten sonra ihtiyar Şövalye genç Sultan’ın elini öptü. Kanuni de ona hil’at giydirdi. Sultan ona "Size teşkilatınızı, idare adamlarınızı olduğu gibi muhafaza etme hakkı tanıyor, evinizde ve dışarıda askerlerinize emir verme hakkı bahşediyorum" diyerek Osmanlı hizmetine girmeyi teklif etti.


L’Isle Adam "Devletimden mahrum olmaktansa şu bahtsız hayatımın sona ermesini, yahut adamlarımdan kaçarak daima şerefsiz yaşamaktansa mağlup diye anılmayı istiyorum. Mağlubiyet talihin bir eseri ve size mağlup olmak utanç verici değildir. Fakat kanaatime göre kendi adamlarını terk etmek ve karşı tarafın ordusuna geçmek haince ve utanç vericidir" der. Sultan, bu cesur cevaptan etkilendi ve cömert bir teslim anlaşması imzaladı. Şövalyeler bütün silah ve mallarını alarak adayı terk etme iznini aldılar. Adayı terk etmek isteyenlere izin verilirken, kalmak isteyenlerin de bütün güvenceleri sağlandı.

...

Sultan Süleyman Rodos’u gezdikten sonra şövalyelerin Büyük Reisine iade-i ziyarette bulundu. Olayın şahidi şövalye İacopo Fontanna bu ziyareti şöyle anlatır: "Padişah Grand Maestroluk Sarayına girdiğinde Büyük Reis galib hükümdarı diz çökerek karşılamak ister. Kanuni işaret ederek kaldırır ve eliyle selamlar. Yine Osmanlı hizmetine girme konusu konuşulmuş olmalı ki; I’Isle Adam, padişaha hitaben "Bana tahsis edeceğiniz bir şehirden ziyade bizzat ben, Türk merhamet ve faziletinin ebedi sembolü olacağım" der.

Şövalyeleri Girit’e kadar Osmanlı gemileri götürdü.

Rodos’tan günümüze sadece 12 çeşme, 3 hamam, Süleymaniye Medresesi başta olmak üzere bazı medreseler ile Sultan Süleyman İmareti, Saat Kulesi, Fethi Paşa Rüştiyesi, Hafız Ahmed Ağa Kütüphanesi, 18 mescit ve 11 cami kalmış. Camilerden sadece iki tanesi faal durumdadır.

Denizcilik Tarihimizle ilgili resimler ve bilgiler için
bu siteyi ziyaret edebilirsiniz

Görüldüğü gibi Türkler esirlerine tüm kolaylıkları tarihin bütün dönemlerinde sağlamıştır. Oysa Türklerle savaşanlarda bu üstün meziyet hiçbir zaman olmadı. Düşman eline düşen Türkleri işkence yaparak öldürmekten çekinmediler. bir Türk yurdunu işgal ettiklerinde ise kadın çocuk yaşlı demeden öldürdüler.

Türk milleti ele geçirdiği topraklardaki insanların dinine karışmadı mabedlerini yıkmadı hatta imar etti, yeni binalar yaptı bu konuda o kadar ileri gitmiştir ki; Yıllardır söylenir durur Osmanlı'nın Anadolu'yu ihmal ettiği.

Bir tarafda barbar denilen Türkler diğer tarafda, günümüzde medeni denilen devletler acaba kimler medeni.

0 okur dedi ki:

Yorum Gönder